FARKINA VAR

Üniversite ikinci sınıftaydım sanırım. Arkadaşlarımla eğlenceli bir gün geçirmiş, hayli eğlendikten sonra yurda dönmeye karar vermiştik. Hava kararmıştı epey, kendimi zamanın o inanılmaz hızına
kaptırmış kendimden bihaber yaşadığımı düşünüyordum. Çok soğuk bir şehirde ayazın kendini
inanılmaz hissettirdiği bir mevsimdeydik. Daha önce bahsetmiştim, ben duygularımı öyle ulu orta
gösteren bir insan hiç olamadım.

Her şeyin gayet yolunda göründüğü bir anda bindiğimiz otobüse son anda bir amca bindi. Yaşı epey ilerlemiş bu ihtiyar kat kat giyinmiş insanların arasında çokta kalın olmayan kıyafetleriyle
elindeki mendilleri satma derdine düşmüştü. O an sanki rüyamdan yüzüme su serpilmiş gibi
uyandım. Hayatın akışına, diğerlerinin varlığına gözlerini kapatmışken ben, o yaştaki bir ihtiyarın o
halini görünce gözlerimden yaşlar boşalmaya başladı. Zaman, insanlar, kimliğim hepsini boşverip
tüm gözler üzerindeymiş umursamadan çok uzun süre sadece ağladığımı hatırlıyorum.

Yıllar öncesinde liseden eve dönüş yolunda servisteyken cam kenarından dışarıyı izlediğim birgün çok garip şeyler hissedeceğim bir ana şahit oldum. Kendi halinde pamuk şeker satan bir abi vardı,
benim o günkü yaşımdan çokta büyük olmadığını anımsıyorum. Onu benim için unutulmaz
yapansa hissettiğim çaresizliğiydi. İki kız çocuğu yaklaştı yanına pamuk şekeri almak için
avuçlarındaki parayı gösterdiler. Abi o paraya bakıp önce az buldu, saniyeler içinde çocuklar
arkasını dönüp giderken O KENDİ ELİNDEKİ kazandığı parasına baktı hızla -ben çaresizlik nedir o
an öğrendim- ardından seslenip çocuklara o para karşılığı verdi şekeri. Sonrası yine malum
oturdum servisin ortasında insanların anlamlandıramadığı bir şekilde dakikalarca ağladım.

Şimdi büyüdüm.

Pamuk şekerin ne kadar çaresizce satılabileceğini de insanın yetmiş, seksen ve daha ileriki yaşlarında ne
kadar zor şartlarda para kazanma derdine düşebileceğini de biliyorum. Yaşadığım her olayda
öğrendiğim bir şey var “farkındalık”. Belki on kişi okuyacak bu bloğu sonuna kadar bilmiyorum.
Ama ben etrafımı kendinden, çevresinden bihaber insanlarla doldurmak istemiyorum. Zaman akıp
giderken biz, bizimle beraber akan hayatın neler içerdiğine göz yumamayız.

Tüm bunları bakın benim yüreğimde merhamet var demek için anlatmıyorum. Mesajım çok açık
alınsın isterim. Kalbiniz, ruhunuz siz her ne kadar farketmeseniz de çevrenizdeki her şeyle
inanılmaz alakadar. Kalbinizin kıymetini bilmek için geç kalmayın. Ve yüreğinizde herkese, her şeye
yetecek kadar merhamet varken bunu kullanmakta sakın cimri davranmayın.

Vesselam…

Yorumlar

Popüler Yayınlar