BEN'İM HİKAYEM

Kendimi yalnız hissettiğim bir keresinde beni hiç aramıyorsun diye sitem etmiştim. Aslında bu, aylar öncesinde başlayan ruhumun ben iyi değilim alarmıydı. Yanımda olduğunu bilmek istiyordum. Ben ona sitemde bulunurken o bana aklımın, ruhumun kabul etmediği bir şeyi bir çırpa da söyledi; "sen çok güçlüsün." Ondan sonra söylediği cümleleri duymadı kulağım, aklım bu cümledeydi çünkü. Ben gerçekten güçlü müydüm?

Henüz daha birkaç gün geçmemişti ki duymadığımı sanan ruhum, alarmların sıklığını arttırdı. Bir gece o kadar çok sığamadım ki dünyaya, koşarak merdivenleri çıkıp kendimi güvenli gördüğüm o limana attım. Ben güçlü değilim diyerek ağladığımı hatırlıyorum. Çocukluğumdan beri yaşadığım her zorluğu, içinden çıkamadığım her düşünceyi ikinci bir kişiyle paylaşmayan ben, artık taşıyamadıklarımı anlatmak ihtiyacı hissettim o gece. Hayatımın en ağlak geçen 10 günü de başladı böylece. Gece gündüz ağlayıp neredeyse hiçbir şey yiyip içmeden geçen o 10 gün benim ben olma serüvenimin başlangıcıymış meğer. 

Şu an dönüp baktığımda o yıllara, keşke o zamanlar kendimle arkadaş olabilseydim diyorum. Bir insanın o andan daha fazla çaresiz hissedebileceği bir an var mıdır bilmiyorum çünkü. Şimdi bunları böyle anlatınca depresif görünen, her şeye devasa boyutlarda anlam yükleyen biri olmak istemiyorum. 

Ben hep anlaşılamama korkusu yaşadım. Anlaşılamadım da belki, yalnızlıktan nefret ederken hayatı kalabalık biri olmadım hiç. Hep duvarlar inşa ettim yanıma, yöreme. Canım acır diye, biri bilmezde üzer diye hep korumaya çalıştım kendimi. Küçük Zeynep'e yapamadığımı böyle telafi etmeye çalıştım sanırım. Kalabalık biri değildim evet ama, çok güvendiğim insanlar soktum hayatıma. Tüm yalnızlığımı kendi yalnızlığıyla birleştirip bizi iyileştirebilir sandım.

Bazen böyle oluyor işte, kendi hayatında yer edinemeyen bir başkasının hayatında da kabul görmüyor. İçimde aylarca mücadele edeceğim duygular yaşarken en çok o yaşadığım ağır döneme dönmekten korktum. Çırpındım, elimden tutulsun istedim olmadı. Küçük Zeynep'e gözünü kapatan ben, yetişkin Zeynep'in elinden tutmaya karar verdim. Şimdilerde İyileşiyorum, sormak istediğim onlarca sorum var sana ama, artık cevapta aramıyorum.

O küçük kıza doya doya yaşaması için vermediğim çocukluğumu, mutluluğu, umudu şimdiki bana avuçlarımda sunmak istiyorum. Kıymetinizi bilin, kimse sizi sevmedi diye değersiz olmadığınız gibi, defalarca acıtarak hor kullanmayın kendinizi. Herkese inat yüreğinizin bir yerinde barınıyorsa merhamet, kendinizi benim için de çok sevin...

Yorumlar

  1. Geçmiş geçmişte kaldı ve küçük Zeynep'te öyle. Şimdi 'an' önemli yaşadığın her an kendini doya doya sev

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar