UMUT
En başta çok daha farklı bir temayla başlayacaktım bu bloğa... Satırlar boyu mutsuzluğumdan, hayatımın zor ilerlediğinden falan dem vuracaktım. Sonra dedim ki kendi kendime gerçekten mutsuzluğunu, yalnızlığını kime anlatabilirsin ki. İnsanlar bir diğerinin hayatının ne kadar yolunda olup olmadığını gerçekten umursuyor mu? O yüzden ben bu bloğumda "umut"tan bahsedeceğim.
Mutluluğu ne zaman kaybedersiniz? Tam olarak ne zaman durumlar içinden çıkılamaz olur? Her şeyin bir gün geçecek olmasına olan umudumuzu kaybettiğimiz de değil mi?
İnsan inadına umutla doldurmalı içini, hayatında yolunda gitmeyen her şeyi arkasına alarak umut dolu, çiçekli yollara yürümeli. Mutsuzluklar, karanlık yollar, bitmez ağlamaklar gün gelip diniyor; insan, bunu da bilmeli. Ben köstek olanına, çelme takanına, ardına bakmadan yarı yolda bırakanına rağmen umutla dolduracağım içimi. Mutlu olmayı hakedenlerle, hakettiğim mutluluğu ummaktan başka neye yetebilir gücüm?
Mutlu olmayı bilmek desem peki? Kaçımız biliyoruz nasıl mutlu olacağımızı? Kaçımız gerçekten kaçıyoruz tüm mutsuzluklarımızdan? Anlayamadığımız, anlasak dahi kabullenemediğimiz bir gerçek var. Mutlu olmak, o istediğimiz şartlarda mutlu olmak bazen sadece bizim elimizde olmayabiliyor. Peki biz neden ısrarla aslında gücümüzün yetmeyeceği mutlulukları kovalıyoruz? Bir daha bu mutluluğun bizi bulamayacak olmasından korkuyoruz belki de.
Umun arkadaşlar umun...O güzel günleri, çiçek gibi sevecek insanları, hayatınıza gün doğumu gibi gelecek mutlulukları umun... Umunca inşallah bir gün gerçek oluyor...
Yorumlar
Yorum Gönder